ÇARESİZLİĞİN ORTASI
Ben sevdamı yüreğime gömdüm sen bilme yeter,
Yaşadım katmer katmer sevgimi sen yokken de,
Yinede sevinemedim bilmiyorsun yüreğimi diye,
Hissedemediğinden bende ki o burukluğu en azından sen gül yeter….
Nasıl bir sevgiydi ki bu hissettirmek istememişti sevgisini,buna yanıyordu genç delikanlı.Zamana küfrediyordu,mekana kahrını işliyordu mermere yazı işler gibi…Onu bu denli boğan şey aşık olduğu fakat bir türlü aşkını söyleyemediği insana olan çaresiz bakışlarıydı.O aşkını söyleyemedikçe hergün biraz daha eriyor hergün biraz daha kahroluyordu.Kimseye belli de etmek istemiyordu.Çünkü bu sefer güler yüzünü menfaat için kullandığını söyleyenler çıkabilirdi.En büyük korkusu bu idi aslında ama, o yinede büyüklerinden öğrendiği kadarıyla her insana insanca yaklaşmak istiyordu.Öyle bir gün oldu ki o da gözyaşlarına hakim olamadı.Çünkü o akşam bütün gökyüzündeki yağmayan yağmur bulutlarına inat hüngür hüngür ağlamak istiyordu.Ve ağladıda.O soyutlamıştı bir kere kendini hayattan,o yalnız kalmıştı,o biçare kalmıştı sanki…Lal olmuştu yüreği ve eşlik ediyordu yüreği gözlerden akan gözyaşlarına.
Bırak suskun kalsın yüreğim,
Ben beni biliyorum ya yeter,
Ağlamasın kimse ben ağlıyayım,
Kendi gözyaşlarım bana yeter,
Gör ve hisset ne olur neler yaşadığımı içimde,
İçime attığım acılarımı kimse dindirmesin,
Hatıra sadece gülüş değildir bana,
Acılarda bana eşlik eder hatıra niyetine…
Mevsimsiz tüm acılarım,
Küresel bir ısınma gibi zamansız yalnızlıklarım,
Ben acıya alıştım,
Sevdiklerime bir şey olmasın onlar benim canlarım….
Şimdi zamanın bir yarısında ömrünün dörtte birinde sevgi hastanesinin delice sevda ünitesinde ağır yaralı bir hastadır o,aşkını solunum cihazına bağlamışlardır,O yaralıdır,o suskundur,o etten kemikten bir insandır,çaresiz ve tek başına….
Aynadaki Şair